Yaratıcılık

Kendimizle ilgili birtakım düşüncelerim olmaya başladı. Sadece kendimizle ilgili değil hayata karşı da düşüncelerim değişmeye başlıyor her geçen gün. İnsanlar yapılan birtakım şeylerin üzerine gidiyorlar, onlar yapmış biz yapamayız anlayışı içerisindeler. Hayat boyu bize bu şekilde öğretildiği için aslında koşullandırmışız kendimizi. Yaratıcı olmalıyız her geçen gün. Her gün farklı şeyler düşünmeliyiz hayatımız hakkında. Farklı hedeflerimiz olmalı mesela. Doğduğumuzda bir hayat veriliyor elimize ve o hayata göre yaşıyoruz ömrümüzün sonuna kadar. Hiç sorgulamıyoruz hayatı ve sorgulamadığımız için de yaratıcı olamıyoruz. Geçenlerde bir arkadaşım dedi ki: “O dersten hiç kimse 100 alamaz.” Aslında ben bu anlayışa kızıyorum ve bu yanlışlık her geçen gün zihnimi kemiriyor. Neden? 100 alanlardan bir farkımız mı var? Elimiz, ayağımız ya da başka bir organımız mı eksik, hayır.

Bunun üzerine gidilmeli ve küçük problemler önümüzde durmamalıdır. Ders çalışırken elektrikler gitmiş olabilir, aslında elektriğin gitmesi bir son değil; başlangıçtır benim için. Ya da sıradan hale gelmiş çözüm önerileri benim hiç de uğraşmak istemediğim şeylerdir. İnsanların dediklerine ya da bize öğretilen şekilde yaşamamalıyız her şeyi. Kendi kurduğumuz kurallara göre hayatımızı şekillendirmeliyiz. Sıradan hale gelmiş fikirler olmamalı bizim yaşamımızda. Her şeyi sorgulayarak ve yaratıcı olarak bakmalıyız etrafımıza.

Başkalarının izine basarak yaşarsan hiçbir zaman başarılı olamazsın. Senin bastığın izler daima özgün olmalıdır. Özgünlük de yaratıcılıkla mümkündür. Bunu başarmalıyız ve yaratıcı olmalıyız. Suskun olmamalıyız, kendimize verilmiş olan bu aklı yerinde ve zamanında güzel bir şekilde kullanmalıyız. Farklı bir şeyler yapmalıyız ve farklı şeyler için uğraşmalıyız hayatta. Derin izler sadece yaratıcı olmakla mümkündür. Ve üzerinden asırlar geçmesine rağmen isimleri hala yaşayan insanların sahip oldukları tek kelime yaratıcılıktır vesselam..

Bir yanıt yazın