Alibaba

http://turkish.alibaba.com, merkezi Çin olan, teknolojik ürünlerden, giysi, takı aksesuar gibi her alanda ürün bulunan, satıcılarla irtibata geçilebilen, sipariş verilebilen bir sitedir.

Sitede üye olmadan ürünler incelenebilir. Sipariş için, üye olunması gerekiyor. Ürüne ait, resimler özellikler, fiyat, minimum sipariş miktarı, satıcı puanı ve sevkiyat süresi gibi datalar gözükmektedir.

Türkiye’de satışı yapılan ürünler, turkis.alibaba.com sitesinde ortalama %50-60 daha indirimli. İlk etapta karışık bir site gibi gözükse de, kullanımı çok basit. Özellikle bayanlar, binlerce takı-tasarım ürünleri arasında seçim yapmakta zorlanabilir. Türkiye pazarına ulaşmayan en yeni ürünler, turkish.alibaba.com sitesinde bulunabilir.

Siteye üye olduktan sonra, beğenilen ürünü seçip, kredi kartı ile alım işlemi yapılabilir. Dikkat edilmesi gereken noktalar, sevkiyat süresi, minimum satış adedi ve satıcı puanıdır. Satın alınan ürün ulaşmadığı taktirde, para iadesi yapılmaktadır. Ürünün ulaşması, taşımacılık firmalarına göre değişiklik göstermektedir. Bu süre, 10 gün ila 30 gün arası değişebilir. İster bireysel kullanmak için, ister yüklü alım yapıp işletmenizde veya internet üzerinden satışını yapmak için, ideal bir site/tedarikçi.

Akıllı İnsülin

Akıllı insülin, TİP 1 diyabet hastalarının gün boyu tekrarlanan kan testleri ve iğnelere gerek olmadan vücudun kan şekerini kontrol altında tutmayı sağlayan yeni bir ürün.

Henüz deney aşamasında olan akıllı insülin, günde defalarca insülin iğnesi kullanmak zorunda kalan şeker hastaları için devrim niteliği taşıyor.

Vücuda günde bir kez enjekte edildikten sonra vücutta dolaşmaya devam eden ve sadece lazım olduğu zaman kullanıma girerek hastanın dengelerini sağlayan bu akıllı madde şimdilik sadece hayvanlar üzerinde denendi. Bu deneyler sonucu uzmanlar, iğnenin en azından farelerde işe yaradığını söylüyor. Şimdi de bu teknolojiyi insanlar üzerinde denemeye hazırlanıyorlar. Ancak bu akıllı maddenin şeker hastaları üzerinde kullanabilmesi için yıllarca deney yapmaları gerektiğini de ekliyorlar.

Bu teknoloji, sadece insülin iğneleri ile ayakta kalabilen ve bu iğneleri kullanmazlar ise kan şekeri düzeyleri tehlikeli düzeylere ulaşan ancak iğne yapıldıktan sonra da kan şekerinin aşırı düşme tehlikesi ile karşı karşıya kalan hastalar için hayatı çok kolaylaştıracak. Yıllardır kan şekerini daha kolay kontrol etmenin yollarını arayan diyabet uzmanlarının arayışlarının sonucu; Birkaç tipi geliştirilen bu teknoloji oldu. Bildiğimiz İnsülin’de kimyasal değişiklikler yapılarak elde edilen akıllı insülin, temel olarak normal iğne ile aynı işlevi görüyor. Kan şekeri yükselince devreye giriyor ve kan şekeri düşünce kendini devre dışı bırakıyor. İçinde ekstra molekül grubu bulunduran bu akıllı madde kanda dolaşan proteinlere yapışarak kanda geziyor ve kanda gezdiği sürece bir işe yaramıyor. Ancak kan şekeri yükseldiğinde kanda bulunan glukoz akıllı insüline kilitlenip onu harekete geçiriyor.

Meslektaşları ile birlikte laboratuvarda geliştirdiği bu madde ile bir süredir deneyler yapan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) Doktor Danny Chou amacım “Diyabet hastalarının hayatını kolaylaştırmak” diyor.

Türk Meselesi

Irkçılık sebebiyle sinemizde açılan 90 yıllık yaraları yeni yeni tedavi etmeye başladık. Yıllardır Şark Meselesi, Kürt Meselesi diyerek önümüze sunulan ve birlik ve beraberliğimizi zedeleyen bu tutumlar kardeşlik bağlarının tekrar kuvvetlenmesiyle rafa kalkıyor yavaş yavaş. Ancak bir vatanda yaşayan etnik kökeni farklı kimseleri tek çatı altında birleştirmek yerine ayırıp, bundan rant elde etmek isteyenler milliyetçilik silahını kullanıyorlar. Bu silah da adeta keskin bir neşter gibi kesiyor, bölüyor, parçalıyor bizi.

Son olarak AKP’li Yasin Aktay’ın “Türk diye bir ırk yoktur” sözü, Türk vatandaşlarımızın tepkisini çekti ve onları Türklüklerini ispatlama yoluna sevketti. Tarihte Türk ırkı olarak kazandıkları çok büyük zaferleri hatırlayan vatandaşlarımıza yine bir gurur hakim oldu ve Türklüğü üstün bir meziyet olarak görmeye başladılar. Şüphesiz Allah-u Teala katında en üstününüz, Allah Teala’dan en çok korkanınızdır.” (Müsned-i Ahmed b. Hanbel, 5/411) Üstünlük kimin soyundan geldiğin değil yani, kim yolundan gittiğin. Peygamber Efendimiz’in Hazret-i Fatıma’ya buyurduğu üzere “Ya Fatıma! yemin ederim peygamber kızı olman seni kurtarmaz, namazını kıl salih ameller işle.”

Türk ırkının varlığını ispat etmeye çalışanlar bazen işin dozunu o kadar abartıyorlar ki olay aslı astarı olmayan iddiaları ayet derecesine muhkem gibi zikretmeye kadar dayanıyor. Birçok peygamber Türk ilan ediliyor. Kutsal kitaplarda gizlice Türklerden bahsedildiği ve övüldüğü anlatılıyor.

Şıracının şahidi bozacı dercesine, dünyaya ırkçılık ve ulus millet felsefesini yayan Fransızların görüşlerine dayanılıyor. Örneğin Nuh Aleyhissam’ın Türk olduğu iddia ediliyor. Bu, ciddi Fransız gazetesi Le Figaro‘nun manşet haberinde ortaya attığı bir iddia. Karadeniz’de, Sinop açıklarında yüz metre derinlikte bulunan kent kalıntılarının din kitaplarındaki Tufan olayının Filistin’de değil, Karadeniz’de meydana geldiği iddialarını doğruladığını söyleyen Le Figaro ‘Hz. Musa’nın bir Mısırlı olduğu kesinlik kazanıyor. Hz. İbrahim’in Kaldeli bir Bedevi olduğu biliniyor. Hz. Nuh da kesinlikle Türk’tü’ diye yazdı. (Anne-Marie Romero, Le Figaro, 16-17 Eylül 2000)

Türklerin soyunun Nuh Aleyhisselam’ın oğlu Yafes’in soyundan geldiği bilinen bir gerçek. Yani Nuh Aleyhisselam zamanında Türk ırkı diye bir ırk yok ki Nuh Aleyhisselam Türk olsun.

Olaylar ve iddialar “Hazreti Muhammed de Türktür” demeye kadar gidiyor. Yok Artık! Türk diye bir ırk yoktur diye bir söz ne kadar akıl ve idrakten uzaksa bu iddia da en az o kadar akıl ve idrakten uzaktır.

Mühim olan kim olarak doğduğun değil kim olarak öldüğündür. Fars diyarında Mecusi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Selman-ı Farisi, uzun yıllar boyunca hak ve hakikat peşinde koşmuş, nihayet 95 yaşında Medine’de Peygamber Efendimizi bulmuş ve Müslüman olmuştur. Farklı bir ırktan, farklı bir kültürden yetişmiş olmasına rağmen Peygamber Efendimizin “Selman bizdendir, Selman ehl-i beytimdendir” müjdesine nail olmuştur.

Irkçılığın zirve yaptığı Hazreti Peygamber dönemi Hicaz yarımadasında, Habeşistanlı Bilal-ı Habeşi’nin dini olan İslam’ı, onunla aynı dinde olmayı gururlarına yediremedikleri için kabul etmeyen nice kimseler hidayetten mahrum kalmış ve rahmet denizinden bir damla alamadan ahirete göçmüşlerdir.

Arap’ın Acem’e, Acem’in Arap’a bir üstlünğü yoktur. Türk’ün Kürt’e, Kürt’ün, Türk’e bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük Ancak Allah katındadır. İslam tutkalı ile birleşmek yerine ırkçılık zımparası ile yıpranan kardeşlerimi ikaz etmek boynumun borcudur.

İlk Yapay Kalp Naklinden Kötü Haber

Çok az ömrü kalan ve tedavi şansı bulunmayan hastalara umut olan yapay kalbin nakledildiği ilk hasta, ameliyattan sonra yalnızca 75 gün yaşayabildi.  İnsan vücudundaki kalple aynı işlevleri eksiksiz yerine getirebilen yapay kalp, otoritelerden alınan izinle 76 yaşındaki bir erkek hastaya nakledilmişti.
Fransız bir cerrah tarafından bulunan yapay kalp, Paris Avrupa Hastanesi’nde nakledilerek ilk tam yapay kalp ameliyatı gerçekleştirilmiş oldu. Operasyondan önce kalbi çalışmaz halde olan hasta, 75 günün ardından 2 Mart tarihinde tam olarak bilinmeyen bir nedenden yaşamını yitirdi. Geçtiğimiz ay durumunun iyi olduğu açıklanan ve ölüm nedeninin ayrıntılı incelemeler sonucu belirlenebileceği söylenen hastanın yakınlarına başsağlığı dileyen Fransız Sağlık Bakanı, ameliyatı gerçekleştiren bilim insanlarına olan desteğinin de süreceğini belirtti.
16 milyar Avro’luk büyük bir pazara sahip olan yapay kalp nakli için bekleyen hasta sayısı, geçtiğimiz yıldan bu yana Kuzey Amerika ve Avrupa’da 120 bine ulaşmış durumda. Doğal kalp nakli için yaklaşık 250 bin Avro gerekirken, 900 gram ağırlığındaki yapay kalp nakillerinin yaklaşık 140 bin- 180 bin Avro fiyat aralığında gerçekleştirileceği düşünülüyor.